27 Eylül 2012 Perşembe

Çiçek

çiçek


            Biliyorum bazı fikirleri eyleme dönüştürebilmek için birkaç gece uykusuz kalmak gerekiyor. Şimdi sana tekrardan ‘sadakat’ masalını anlatmak isterdim ama sol elimin yüzük parmağından vücuduma dolan sensizlikten sonra kelimelerim pek sığ. Bazen adımı söylemekte zorlanıyorum. Benliğimden bu denli uzak oluşum gerçek, doğru tanımıyla bir kayıp olmalı. İşlerimi, düşlerimi ve sözlerimi sana göre düzenlediğim için oldukça fakirim son zamanlarda. Ruhumun yaraları her tedaviyi reddettiği için her tökezlediğimde sana sövüyorum. Sanırım ben ilk olarak dizlerimin bağını yitirdim. O gün bu gündür güçlü adım atmaktan acizim. Belki de aynı yöne adım atamıyor oluşumuz beni bu kadar güçsüz kılıyor. Şimdi yanımda olsan mesela, aynı yöne sol adımlarımızla başlasak hatta yolumuza çıkan basamaklar bile bozamasa ritmimizi aynı olmaz ki; sen yanım değilsin artık. Bu ve bu yoğunluktaki acı düşünceler gecelerimi sabaha bağlıyor. Birlikteyken dile getirdiğim ve bizi sonsuz mutluluklara kavuşturan o fikirlerimi eyleme dönüştüremiyorum. Birkaç kez denedim çünkü herhangi bir işte başarılı olduğumda, yani o işi başardığımı haber aldığım anda içinde bulunduğum tarifi imkânsız mutluluğu seninle yaşayamayınca çok mutsuz oluyorum ben. Başaramamışım gibi mutsuz oluyorum.
            Çok şey değil istediğim, sarılmak çok mu ki? Sarılmak az ama mutluluğu çok. Azdan çok. Ben güzele, huzura ‘sen’ demişim, şimdi söz sende; sen olmayanda huzur olur mu? Sen olmayan güzel olur mu? Güzelim.




Fotoğraf: Murathan Özbek

mirfanK'12

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder