29 Kasım 2009 Pazar

Mikrop

Hasta olduğumda
Mikroplar sadece benimle değil,
İçimdeki seninle de savaşır diye;
Sana benden bir başka varlık ulaşır diye,
Hasta olmuyorum.
Senin içinde
Benden fazla mikrop olduğunu bilmek
İşte
Beni bu
Kahrediyor.
Kötü olduğunu bilmek,
Bunu bilerek sağlıklı nefes almak...
Senin yüzün yere düşmeden
Sebep olanı
Düğümleyecek
Kadar
Çok
Sevmek.
Renkli bir kartın
Üstündeki resimler
Seni kıskanıyorlar
Uyan bak
Ahşap bir camın kenarında
Gözüm hafif aralık olan
Kapıda.
Kafanı uzatman yeterli
Boşluğa düşüp
Sonsuzluğa kavuşmam için.
Bu film
Yerli
İki kelime:
Seni
Seviyorum

mirfanK'09 ´CZ´
[Mikrop]

28 Kasım 2009 Cumartesi

Gücüm Yok


Hasta bir bedende
Sağlık gibi görünmeye
Ve
Sensiz hayallere
Göğüs germeye
Gücüm yok.
Bir gün tanırsan beni,
Varırsan
Farkıma
O zaman güneş yeniden doğar.
Başkalarının sahiplendiği
Sokaklar
Bizim için diz çöker
Adımızı
Sayıklar.

Gel de
Gelinim...

Geleyim
Hemen!

mirfanK'09 ´CZ´[Yeter'in gerçeği]

Yeniden Yıkılış

Bir gün diye umut ettim yine.
Elimde kaldı hayallerimin
Parçaları.
Enkaza düşmedim bu kez,
Döküntüler altında bir "ses" aramıyorum.
Kaldır kafanı!
Can çekişiyor içimde
Doğmaya meyilli bir sen.
Bir gün geldin
Diye umut ettim.
Bugün gidiyorsun
Hissediyorum.
Şimdi "aynalar" çalsın
Kırılsın sonra
Birer birer
Hepsine yedi yıl borcum olsun
Yolun
Açık
Olsun.

mirfanK'09 ´CZ´[Yeniden]

25 Kasım 2009 Çarşamba

Gel

Hayallerimde güzelsin
Gözlerin gülmekte

Ama bir de gerçek
Var
Ellerin başkasına
Titremekte.

Fotoğraf: Olomouc in Czech Republic - Big Church, mirfanK'09
mirfanK'09 ´TR´

Erdem'e..

23 Kasım 2009 Pazartesi

Aşkın Hülya'sı


Herkes ister o gözlerde dalıp gitmek
Kim dalar
Kim bilir.
Elbet elinden tutup uçmak gerekir.
Sendeki aşk
Gözlerimi yumunca
Gözlerinden ayı seyretmektir.
Kollarımda olsan ya;
Uyutsam seni saatlerce
İzlesem tebessümünü
Gülüşünü
Her halini.
Tenimi titretsen
Her dokunuşunla
Sesine
Dünyayı durdursam

Ne dersin
Olmaz mı?


mirfanK'09 ´CZ´[Hülya...]

Yüreğim Mavi

Yanan bir sigaramın ucu var
Bir de yüreğimin ortası.
İkisini de yakan benim.
Bir gün gece yarısına yakın gördüm seni.
Oniki'den sonra kaybolacaksın sandım
Yanıldım
Her gece bir umutla bekledim
Ya benim ol
Ya kaybol diye;
Sen ne benim oldun
Ne de kayboldun
Her gece
İnatla güzelleştin
İnatla büyüdün yüreğimde.
İşledin kalem kalem yüreğime.
Nankörlük etmedim asla
Karşılık verdim güzelliğine
Sevdim seni tüm güzelliğimle
Belki güzelliğinin yanında
Lafı dahi olmaz
Ama
Kendi çapımda
Sevdim
İşte
Sen inanmasan da...

mirfanK'09 ´CZ´
[Özledim]

22 Kasım 2009 Pazar

Gurbet


Bir sigara daha yaktırıyor adama;
Tüm sevdiklerimi geçiriyorum gözümün önünden
Gözlerim senden ibaret.
Bilmediğim diler konuşuluyor
Etrafımda
Senden bahsediyorlarmış
Ve
Ben anlamıyormuşum gibi
Kıskanıyorum.
Annemin eteklerini özledim.
Gözlerim bir ona doluyor
Bir de
Yokluğuna.
Tuna'nın kenarında
Yokluğuna içiyorum.
Varlığın sızlıyor biliyorum.
Sigaramda kül kalmıyor
Adını her anışımda
Martılar pike yaparken
Çaresiz
Balıklara
Ben hem onlara
Hem bize üzülüyorum
Bu
Aciz halim
Her gelişinde aklıma
Ben
Seni
Arzuluyorum.
Tek bir şey
Söylemek
İçin
Seni
Seviyor
Um.

mirfanK'09 ´CZ´[Altın Vuruş]

Aciz

Sen ki;
Küçük dağları yarattığını sanıyorsun
O götünle.
Bilir misin ki?
Dağlar bizim torunlarımız
Onu doğuranla
Yattık biz
Senin bahsin geçmezken
Biz ne Leylalar
Gördük
Ertesi gün unutulan
Ne Nilüfer çiçeklerini
Çiğnedik adına koşarken.
Şimdi bir
Yasemin mi
Bizi düşündürecek?
Biz ezmeye karar verdik mi?
Osmanlı'nın süsüne
Kıyarız
Ezeriz laleleri.
Ay gümüş rengine
Büründüğünde
Senin aklına
Can'ım düştüğünde
Biz bahçemizin çitlerini
Süsleyeceğiz.
Hiç utanmadan adını
Meze yapacağız
Sofranıza
Şerefini göremedik,
Şerefsizliğine de içmeyeceğiz.
Ve
Biz bunu görev bilip
Senin iyileştirdiğin canları
Canımız dilediğince
Can çekiştireceğiz.
Sen boşa kürek çekeceksin
Biz o nehri
İçimize çekeceğiz!
mirfanK'09 ´CZ´[Adrese Teslim]

Sabahlara Hasret Bir Gece

Her gecem sana ait bilirim.
Sensiz doğmaz güneş.
Cesaret edemez yıldızlar sensiz
Kıpırdamaya
İmkansız bir aşkın
Neferi olmaya
Dayanamaz Ay
Tüm doğa şahittir bu asil sevdama
Bu yüzden ansızın
Doğuyorsun
Rüyalarıma
Veya ben
Kandırıyorum kendimi
Umarsızca
Sen gülümse
Hayran kalsın güller
Gülüşüne
Haberin yok.
Eriyorum varlığının yokluğuyla
Bir duysan sesimi
Dünyaları bağışlayacağım yoluna
Bil
Sensiz
Nefes almayacağım
Sevdam
Varlığım
Son durağım.

mirfanK'09 ´CZ´
[Ağıt]

Vur Yüzüme


Tüm gece boyu düşündüm
Beni senden başka ne mutlu edebilir diye?
Rüyalarımı senin süslediğini dahi düşünmezken
Ben
Sen yanımda olmaktan bahsediyorsun.
Bu benim için büyük lûtuf.
Belki bilmezsin
Ama
Gerçekten içime işleyişine
Hayran kalıyor
Tüm sarraflar.
Bir güzel davet etti beni bu gece.
Baktıkça seni gördüm
Oysa içimi kaplayan
Senden hiçbir iz yoktu
Ben alışmışım galiba
Seni gördüğüm her şeyde
Anmaya.
Alkol uyuşturuyor beyinimi
Soranlara "çok sert" diyorum.
Onlar da alttan alıyorlar beni.
Belki rüyalarımı süsleyeceksin bu gece
Umut bu ya
Belki memleketimin kokusuna karışacak
Tüm kokun
Belki bana dair
Düşlerin olacak bu gece
Başın yastığa düştüğünde.
Sevindiğinde belki
Aklına geleceğim
Beyninin kıvrımlarını azalttığım
Düşecek aklına belki
Ve
Sen kazandığında
Aklını kaplayacağım belki
Bir ihtimal ya.
Benim de ekmeğim bu.
Ama yeri göğü inletir güzelliğin bilirim.
Bilirim ki sefil yüreğim.
Bu yüzdendir ki.
Sadece seni severim.
Ve
Bununla yetinirim.

Fotoğraf: Emrehan Varış


mirfanK'09[Çok Yüce]

21 Kasım 2009 Cumartesi

Aşkını Başına Topla!



Beyninde kavrulan aşkın adı ne biliyor musun?
Bende de aynı rahatszılıktan var,
Sürekli yanıyor içim.
Adına yakın ebatta tüm acılarım.
Belki Kasım gibi sancıyor ruhum
Ama varlığından
Hiç rahatsız değil kokum.
Seni unutmaya and içse de
En yakın dostum
Ben sarhoş olunca
Hep yokluğunu kustum.
Utanmadan anlattım seni
Tanımadığım her bünyeye
Hem de farklı dillerde
Herkes anladı biliyor musun?
Bir sen anlamadın
Ya
Bu yangın
Ondan
Ona yanıyorum
Hala.

mirfanK'09 ´CZ´[Şaheser!]

Bir Sen Kalsın İçimde

Nefes aldığımda can'a gelen bir sen kalmalı içimde.
Bu umarsız tavırların bendeki seni
Yok etmek için biliyorum.
Seni sevmem seni rahatsız ediyor belki.
Çünkü başka ellerde
Ellerin
Benim ellerime
Sen yerine
Yağmur yağıyor
Dudaklarımda yağmur
Hayallerimde yağmur
Akıp gidiyor kalırım
Kenarlarından
Rahatsızsın biliyorum
İstemiyorsun seni sevdiğimi
Belirten cümlelerimi
Ama bilmiyorsun
Ya da biliyorsun ama
İşine gelmez;
Bendeki
Seni
Yok etmeye
Senin de
Gücün yetmez.

Fotoğraf, Fotoğraftaki, Aşk, Aşık, Çaresiz, Ruhsuz: İrfan Kurudirek


mirfanK'09 ´CZ[Bildiğin gibi.]

Af-ı Mektup

Hayır olamaz.
Bu can seninle ilgili olmusuz bir şey yapamaz. Yapsa dahi

Yaşayamaz.

Kırmak fiilinden bahsettiğin andan beri düşünüyorum "Seni kırmış olabilir miyim?" diye, bu mümkün değil. Çocukken sevdiğimiz saklardık, sonradan bulamayacağımız kadar derinlere hem de. Öyle bir şeysin benim için. En çocuk halimle seviyorum seni ve kendim dahi bulamıyorum seni içimde. Belki bulsam kırarım seni, beni paramparça ettiğin gibi belki. Oysa yok öyle bir durum. Bir yüzün var diye umuyorum ve ona göre ölüyorum ben. Yazık bir sefalet içerisinde dahi sana karşı inceliyorum, inceliyorum tekrar inceliyorum. Kalın bir bünyenin kırmasından bahsediyorsun, kırıyorsun. Tozum dumana karışıyor hem de... Ben bunu mu hak ediyorum? Sence evet!

Kınından çıkmış senin "olmamış ben" kılıcın.
Ben asla o kına girmeyeceğim biliyorum, neye savaş veriyorum onu da bilmiyorum aslında. Tek isteğim iyi olman. Bunun için çırpınmam dokunuyor sana galiba. Çırpınışlarım hiç dokunmadı bana, ne bana ne de gururuma. Savuruyorsun kılıcını işte! Hiç korkmadan hem de. Keser mi, öldürür mü diye düşünmeden hem de!

Ben kıydıysam affet.
Kıymadım
Kırdı isem
Ki
Yapamam
Düşünmeden affet.

Bir gün kellemi uçurduğunda
Akacak kanım senin için.
Doyacaksın
Bana
Ve
Yokluğuma.

mirfanK'09 ´CZ´[Adressiz]

20 Kasım 2009 Cuma

Yoksullaştık

Har vurup
Harman savurduk dostluğumuzu da
Vefamızı da
Bu yüzdendir
Arkamızdan gelen seslerin çoğu
Şerefsiz
Adi
Ve
Ahlaksız.
Arabesk kokuyor
Tüm şiirlerim.
Yazık;
Sen de sevdim diyeceksin
Benim sevdamın gölgesinde
Dinlenirken
Ben de sevdim diyeceğim
İnsanlar da
Sevmişler
Diyecek değil mi?
Biz sevdikçe
Yoksullaştık
Yoksullaştıkça
Saydamlaştık

Bebeğim.

mirfanK'09 ´CZ´[Saçmalamamamaslında]

18 Kasım 2009 Çarşamba

Pervaz

Biraz önce oradaydım
Azrail ile selamlaştık.
Çizgi hayata dahil mi diye sordum
"Neden" dedi?
Ona göre üstüne basıp
Onu düşüneceğim dedim.
"O ölüm çizgisi" dedi.
Gülümsedim.
Beyaz şarabımdan bir yudum aldım
Bir nefes sigaramdan;
Beni sevenleri selamladım
Kör günlere ses oldum
Geri döndüm
Kötü ayrıldık biz
Ben şad oldum.

mirfanK'09
[ Pervazda ]

17 Kasım 2009 Salı

Yalnız

Unut dediler
Bana
Gerisini hatırlamıyorum.

mirfanK'09 ´CZ´
[Üç Cümle -]

Biz ki

Gecenin sabahı doğuruşunu izledik
Dokuz kere
Sancılarına şahit olduk
Yıldızların
Bu seyir yüzünden kovulduk
Arkamıza dahi bakmadık
Giderken
Ve birileri
Kuyumuzu kazarken
Biz sadece güldük.
Gülücükle uğurladık karıncaları yuvalarına
Onlar tek tek taşırken kum tanelerini
Biz kuyumuzun boyumuza gelmesini bekledik
Beklerken
Güldük
Ve kuyunun başında hiç ağlamadık
Boyumuz okyanusları korkutuyor
Bir gün içinde ağlayıp denizleri
Önümüze katacağız
Şart olsun.
Büyüyünce doktor olacak birileri
Biz hastalıkları yokedeceğiz
Biz büyüyünce
Siz göremeyeceksiniz.

mirfanK'09 ´CZ´[Var mı Nazo gibisi?]

Enigma

Çözülemeyen bir denklemin
Çizgisinin altında
Isınmaya çalışan yazık bir
Acizsin.
Bir gün canından çok
Değer verdiğin
Karşındaki çizginin
Üzerine birisi gelirse
Sen kadar aciz;
Birbirinizi yok edin
Utandırmayın
Beni
Hadi...

mirfanK'09 ´CZ´
Muamma

Seni Aratan Bir Gün

Parçalı bulutlu düşlerle uyanığım yine. Penceremden içeri istenmedik bir soğuk hava giriyor, sınırlarını zorluyor rüzgâr yine. Hayallerim battığında gözlerim derin bir uyku için kapanacak. Üstümü dahi değiştirmeyeceğim serkeş bir hayata duyulan özlemin en son demindeyim. Seni aratıyor bugün inatla, bende günü kırmıyor seni arıyorum...

Geçtiğin son hayalinde ben var mıydım bilmiyorum ama benim sensiz aldığım nefeste oksijenim bile noksan. Ömrümüzün son demine, son baharına geldiğimizde kulağına "iki kelime" fısıldayabilecek miyim? Sıradan günlerin sıradışı bir hayali ile tekrar karşı karşıyayım. Senin beni hiç umursamadan bine bölüşün geliyor aklıma, benimse inatla bin parçamla seni sevişim...

Bir oyun oynamalıyız
Senin asla "ebe" olmayacağın bir oyun. Bu oyunda başrolü de oynamamalısın. Yok hayır, figüranlık değil. Daha çok suflörlüğe yakın bir rolün olmalı. Bana ne yapacağımı söylemelisin, ama seni unutmak veya senden kurtulmak konusunda değil. Hafızana kazınan senaryonun "anahtar kelimeleri" bunlardan ibaret biliyorum. Ama bu oyunu oynamadan önce aklına "asla unutmayacak!" kod adlı bir senaryo yazsan iyi olur. Bir çerçevenin içinde oynayacağız bu oyunu. Ben pencereden aşağıya bakan bir çaresizi oynuyor olacağım. Sürekli seninle ilgili hayallerimi okuyacağım. Şizofrenik bir aşkın vurgununu yaşayan erkeği de oynayabilirim, sorgusuz sualsiz kendi kendine konuşan ve hayallerini anlatan bir adamın dramını anlatacağım. Sende not vereceksin bana. Kendi üzerinden...

Yüzüncü eserin bu olması tuhaf.
Bekleyişler içinde ben
Kıpırdanmak için çırpınan kalbim
Ve hiçbir şeyden haberi olmadan uyuyan
Sen
Var ol.

Fotoğraf: Murathan Özbek
mirfanK'09 ´CZ´

16 Kasım 2009 Pazartesi

Şaraba Boğuldum [Yüzüncü Kayıt]

Dikkat dikkat!
Tekrardan

Kanamalı bir kalp için acil olarak A RH (+) aşka ihtiyaç vardır.
Aşk bulunamazsa şayet
Şarapla yama yapabiliriz.

Seni duyan herkes koşuyor yanıma. "Anlat" diyor, anlatıyorum. Etkileniyorlar. Bazıları sırrımı merak ediyor, çok güzel yazıyorsun gerçekten diyor. Şaşıp kalıyorum aslında çünkü ben senden normal bahsediyorum, onlar abartıyorlar. Sence de öyle değil mi?
"Ukala" kimliğimden sıyrılmışım, yontmuş Avrupa beni.
Duymuşlar yine seni.
Elinde şarap ile geldi yatak arkadaşım. Farklı bir dilde "yazmaya devam et" dedi. Demek ki o kadar kaptırıyorum ki kendimi, olayın ehemmiyetine vakıf olmuş o da.

Dilim döndüğünce anlatsam seni eminim gururlanacaktır o da. "Böylesine seven bir arkadaşa sahibim" diye. Hoş sevmek onlarda da farklı ya, olsun yine de anlardı halimden; dilimden anlamasa da. Sıcak bir yüreğe sahibim, dünya gibi. Ama tam olarak dünya gibi düşünme. Dünya bir gün soğudu ve üzerinde yaşıyoruz ben yıllardır soğumadım sana karşı sanırım bu yüzden yaşamıyorsun gönlümde. Evet, bu yüzden dolaşmıyorsun yüreğimde. Oysa insan yaktığı yürekte yanar mı diye düşünüyorum. Yanmamalı, en azından bu doğanın kanunu ise biz bu aşkı doğa'dan habersiz yaşamalıyız. Çünkü ne kadar yakarsan yak yüreğimi, ben o yüreğin içinde asla yakamam seni.

Gez
Toz
Ye
İç
Eğlen


Senindir bu evren.

Ben hep anlatacağım. Bir gün bir kıza aşık oldum, sonra diğeri küstü diye ben başkasına aşık oldum diye.

Sen çözersen beni
Sağlamamı yapmayı unutma
mirfanK'09 ´CZ´[Andrew from USA]

Ayazsızım

Çocukken kaybettiğim ayaz kokusuna
Kavuştum bugün
Kaybettiğim şeyleri topluyorum
Bir bir.
Çocukluğumu aldım gözümün önüne
Egzoz dumanında yitip giden
Bembeyaz karları anımsadım.
Ellerimin donuşu
Platonik gözlerde varoluşu
Hepsini geçirdim aklımdan
Yabancı sesler unutturamadı sevdiklerimi
İntiharın eşiğini temizledi
Bedenim
Paspas gibi şimdi
Hislerim
Ayaklarını siliyor
Adını dahi
Bilmediklerim
Yazık bir çöp kutusunda
Artık
Tüm kinlerim.

Fotoğraf: Murathan Özbek
mirfanK'09 ´CZ´

15 Kasım 2009 Pazar

Milyondabir

Yerimde olup bunları duymak isteyen milyonlarca kız olmalı
Yerinde gözü olan milyonlaca kız sana kurban olmalı.

En güzel şeyler
Sıcakta satılır
Ve "soğuk içilir."
Sıcacık sevdim seni
Şimdi ise mevsimlik dolabımda
Sıcacık sevgim.
Soğusun;
Şerefine içeceğim
Yokluğun
Vefa
Ve
Vefanın vekaleti ile
Belki o zaman teşrif buyurursun
Yüreğime
Meze olsan da olur
Şu sefil halime.

mirfanK'09 ´CZ´

Bağcıksız Ayakkabı

Bilseydim seni göreceğimi
Bağcıklı ayakkabılarımı giyerdim
Lâkin
Kokunu hissettim;
Dizlerimin bağı çözüldü
Yüreğim ellerinde
Hep
İki büklümdü.

mirfanK'09 ´CZ´

Eksik Olma

Bu cümleyi kurmam gereken yer
Bana yaptığın bir güzellikten sonra
Olmalı.
Oysa bu cümle sadece
Tüm güzellikleri
Sensiz yaşadığım zaman
Geliyor boğazıma.
Seninle güzellik yaşamak
Boynumun borcu olsun diyorum
Sessizce gömülüyor hayallerim
Karanlık ve soğuk sulara.
Yedi cihanda aziz olasın
İçinde güzelliğe dair
Tek dem bulunan sofralarda
Eksik olmayasın.
Dilerim Allah'tan
İçinde sana dair
Hep güzellik besleyen
Bu kuluna da bir gün
Uğrayasın.

Uğurlar olsun.

mirfanK'09 ´CZ´

Çıplak Düşlerim

Biz hiç dönmedik yolumuzdan

Hiçbir zaman vazgeçmedik
Asil sevdamızdan
Yıldızlara sor bak
Onlar dahi
Kayıp geçmedi aramızdan.
Sondürecek kudretimiz olsa güneşi
Yıldızları utandırsak bir bir
Sevdamıza imrenseler de
Bencil belleseler bizi
Sadece birbirimize adasak
Tüm sevgimizi.
Olur mu dersin?
Giyinir mi bir gün
Çıplak
Düşlerim,
Yoksa yine bırakır mısın
Boşluğa
Bu kez
Çıplak
Düşerim

mirfanK'09 ´CZ´
[Olmadı]

13 Kasım 2009 Cuma

Efsane Şiir: Mükâfat

Padişah dönemin ünlü şairlerinden Sümbülzade Vehbi Efendi'yi yanına çağırtır "Efendi Vehbi; Bana öyle bir lagirdi et kü ilk misrasinda kellenik urmak, ikincu misrasinda isse senu ödüllendirmek isteyeyum" demiştir. Onun üzerine Vehbi şu efsane şiiri yazmıştır.

Mükâfat


Azm-u hamam edelim, sürtüştürem ben sana,

Kese ile sabunu, rahat etsin cism-u can.

Lal-u sarap icürem ve islatip gecirem,
Parmagina yuzugu, hatem-i zer drahsan.

Eğil eğil sokayim, iki tutam az midir?
Lale ile sümbülü kakiline nevcivan.

Diz cökerek önune ilik ilik akitam,
Bir gümüs ibrik ile destine ab-i revan.

Salinarak giderken arkandan ben sokayim,
Ard etegin beline, olmasin camur aman.

Kulaklarindan tutam, dibine kadar sokam,
Sahtiyenden cizmeyi, olasin yola revan.

Öyle bir sokayim ki, kalmasin disarda hic,
Düsmanin bagrina, hancerimi nagehan.

Eger arzu edersen, ben agzina vereyim,
Yeter ki sen kulundan lokum iste her zaman.

Herkese vermektesin, bir de bana versene,
Avuc avuc altini, olsun kulun saduman.

Sen her zaman gelesin, ben Vehbi'ye veresin,
Esselamun aleykum ve aleykumesselam.


Sümbülzade Vehbi Efendi

Dünaydın Sevgilim - VII

Uzun zamandır ağlamamıştım
Rimellerim akıyor.


Rakı şişesi takıldı gözüme. İlk kez Rakı içen bir genç kız gördüm bu gece "çok yakıyor" dedi. Gerçekten yakıyor mu insanın içini diye düşündüm bende. Bir insanın içini başka bir insan yaktıktan sonra rakı, o yangına su oluyor deyip geçtim. Kız şaşırdı, belli ki beklemiyordu bu cümleyi. Acaba dışardan bakınca da sensiz mi duruyorum? İçerden bakanlar öyle diyor da..

Oturuyorum Rakı Sofrası'na. Önce yeminimi içiyorum sonra bir bardak su. Sek gitmiyor yeminlerim zaten dolaba koymamışım gün ışığında bozulmuş hepsi. Bembeyaz Rakıya bakıyorum bir de önümdeki genç kıza, müzik sesi var oldukça fazla. Kafamın içerisinde çalınıyor bir şeyler sanki. Genç kız çok güzel. Öyle ki seni unutturacak kadar güzel. Ben seni unutturacak derken o her haliyle seni anımsatıyor bana. İşte işin ilginç yanı da bu olsa gerek.

Sıkı durun!
Aşka yakın bir yerlerden bildiriyorum. Yüreğimin en uzak diyarlarında konuşmaya çalışan bir sefil var. Konuştukça sefilleşen, sefilleştikçe güzelleşen bir "sefil". Derinden geliyor her ses. Güzel kız ideallerinden bahsediyor bana. Bir zamanki "İrfan'ı" hatırladım bir an. Neresinden tutarsam tutayım bu muhabbeti, bir yerinden sen çıkıyorsun ve elim yanıyor. Kaybettiğim bir "ben" var bu gecenin ortasında. Adresini bilmediğim için sana yazdığım kartları kendime atıyorum, "Gelen Posta Listesi"nde de adımı görünce seviniyorum.

Sen okumuşsun gibi.
Okuyup mutlu olmuşsun gibi.
Mutlu olup
Bana yazmışsın
Gibi.

Yükseklik korkum var benim. Bu yüzden alçaklara fazla yakınım işte, en azından böyle avutuyorum kendimi. Sen alçak değilsin, ben alçak değilim. Gölgelediğimiz alçaklar utansın. Yanarım da bugüne kadar kimsenin gölgesinde soluklanamadım; ona yanarım. Zavallı yüreklerde dolandım durdum, çırpınanları görüyorum bazen. Kafama esiyor gecenin bir yarısı sokağa çıkıyorum. Numarasını senle iliştirdiğim bir otobüse biniyorum, içinde adının geçtiği bir durakta iniyorum. Sokaklarda rüzgar sesi bile yok. Geziyorum ve ayak seslerimi katıyorum gecenin karanlığına. Bu aralar rimellerim akıyor diye üstüm başım simsiyah. Bu durum "Mavi"yi küstürüyor. Karşı karşıya geldiğimizde sustuklarımı getiriyorum gözümün önüne cebimden içkimi çıkarıyorum bir de onların "olmamışlığına" içiyorum. Derler ya; "şu kedi aç mıdır tok mudur?" diye dertlenip içelim. Sokakta kedi yok ki aç olup olmadığını sorgulayıp içeyim. Aslında mantıksızlık kaplamış dünyamı, alkolün uyuşturduğu bedenim, sana hayran olan ruhumun umrunda değil ki. Bedenimin her hücresi sana aşık biliyorum ve o kadar küçümsüyorum ruhumla baktığım zaman. Bedenimi hareket ettiremezken ben, ruhum geçip karşıma alay ediyor "Ne oldu? Unuttun mu?" diye.

Sana olan aşkımın -ki bu kelimeyi hiç sevmem- ayakları ters dönmüş artık. Gören, işiten ve şahit olan herkes kaçıyor etrafımdan. Ağızları açık, içlerinde bir pişmanlık. Yüzümü görmeden seni ve beni tanıyanlar "keşke" diyor. Görüyorum, biliyorum tüm bunları.

Bilirsin ya,
Sen de bilirsin.

...

Bencillik değil benim ki;
Fazla rahatlık.
Rahatlığım
Aşkın gözünden dünyaya bakmam değil;
Aşkın bir gözünü kör edip
Diğerine resmini
Koymam

Fotoğraf: Sema Demir
P.S: Büyüdükçe güzelleşiyoru(m)z

mirfanK'09 ´CZ´
[Dünaydın Sevgilim - VII]

Azab-ı Vicdan


Önsöz: Herkesin hakkı haddi kadardır, haddini aşan hakkını kaybeder. Alp Kurudirek

Kölesi olacaksın
İçinde yanan ateşin
Dönüp ardına baktığında
Seni anımsatan piç bir aşk
Bulacaksın.
Kaşı gözü sen,
Kum saatinin üzerinde sen,
Akıp giden kum taneleri
Yine sen!
Kendi fitilini ateşe verdin
Şimdilik benim can'ımı yakıyorsun
Zaman geçikçe ufalacaksın,
Kendini yakacaksın
Ve
Kanguruya benzettiğin aşkın
Kesesine gururunu koydun sen
Gururun büyüpte
Sığmadığı zaman kesesine
Tekrar piç bir aşk
Olacaksın
Can'ımı başka kollarda mutlu gördüğün zaman,
Saklanacak delik arayacaksın.
Bir gece ansızın
Adadığın bir şarkı duyduğunda
Ruhunu karşına alacaksın
Ve
En büyük deliğe
Saklanacaksın ama ne çare?

Canın cehenneme!

Fotoğraf:
Murathan Özbek


mirfanK'09 ´CZ´[Dünaydın Sevgilim - Can'ıma Değsin!]

11 Kasım 2009 Çarşamba

İstanbul'u Gördüm

Unutmadan,
İstanbul'u gördüm gitmeden
Yedi Tepesi'ni de gördüm
Sevmeden yaşar mı insan?
Sen de sevmiştin burada
Biliyorum
İstanbul'u gördüm
Boğazda çırpınan kahpelikleriyle
Kız kulesine yüzen çarpık aşklarıyla
Sahilde el ele
Dolaşan
Aşıklarıyla
İstanbul'u gördüm
Yalısında sefasıyla
Gökyüzünde cefasıyla
İstanbul'u gördüm
Bir Cami'de
Sela sesiyle uğurladı beni.
Gururlandım
Şad oldum
Birileri dinlerken İstanbul'u
Ben
Gökyüzünde
Kayboldum.

mirfanK'09 ´CZ´[ Dünaydın Sevgilim - Bir Gidiş ]

Hayallerim Yağıyor

Camımı dövüyor inatla
İri iri yağmur taneleri
Birisi beni bunlardan etkilenmeye zorluyormuş
Gibi
Sanki.

Adınla başlayıp buharlaşan
İçinde senden başka hiçbir şey
Bulunmayan
Hayallerim yağıyor burada.
Senden fırsat bulup
Beni tanıyanlar
Arada camıma vuruyorlar
İnatla
Üşümüşler belli
Ama buharlaşan umutlarım
Oralı bile olmuyorlar
Gökyüzünde bir yerlerde
Seni bekleyişteler
İnatla
Bir damla sızıyor odama
Sıcacık
Dokunuyorum parmağımla
Kaybolup gidiyor tenimde
Ama bilemiyorum hayallerim mi
Umutlarım mı
İçini ısıtan.
Bir beşikte hüzün
Bir beşikte sevinç var
Ve
Onları sallayan yokluğun.
Hiç olmamışlığınla uyutuyorsun ya
Bu kadar şeyi
Var olsan
Kimler uyuyacak
Bilmiyorum
Ey hiç olmamış yâr!
Ey olmaya meyili olmayan yâr!
Boğazımda işitebildiğim soluk seslerim var
İçerime giden
Beni solduran sesleri
Duymuyorum artık
Uyuştu bedenimin solu
Ben uyanık
Ve ufacık
Bekliyorum
Güneşin yanındaki gülüşünü
Sen gülünce
Uyuyacağım
Ve sen solunca
Bir daha asla uyanmayacağım
Söz.

Fotoğraf:
Murathan Özbek


mirfanK'09 ´CZ´[Dünaydın Sevgilim - Yağmur]

10 Kasım 2009 Salı

Erzurum Kadar Soğuk

Üşüyor ellerim.
Düşünüyorum seni;
Vedalaşsak bir gün gerçekten.
Sana şans dileyecek kadar seviyorum seni.
Bir gün olur da,
Başkalarını sevmeme engel oluyor varlığın
Diye
Haykırırsan bana
Elveda
Diyebilecek kadar çok
Seviyorum seni.
Erzurum kadar soğuk yüreğim
Şimdi
Düşünüyorum seni
Yorgun düşmüşsün belli.
Biliyorum elinde her şeyim.
Sen sen ol,
Yalanın boyunu aşmasın hiçbir zaman
Ömrüm yolunda
Bitap inan
Esip gürlüyorsun ya bana.
Esmeyi bırakırsan diyorum
Ya ayaklarının dibine düşerim
Ezersin beni
Ya da
Rüzgar gibi çarparım yüzüne
İçine çekersin
Belki
Beni

Fotoğraf: Murathan Özbek [Erzurum Ekspresi]

mirfanK'09 ´CZ´
[Dünaydın Sevgilim - Erzurum'dan Yakarış]

Ayyaş

Seni unutacak kadar sarhoş olursa bedenim
Musalla taşında ayılayım
Mertek limonum olsun
Münker ve Nekir
Şahidim

Fotoğraf: Murathan Özbek
mirfanK'09 ´CZ´
[Dünaydın Sevgilim - Sarhoş]

Kavuşamayan

Hiç başlamamış bir cümlenin noktasıyız
İtiraf et sende biliyorsun.
Fikirsiz bir düşünceyi andırıyoruz
Görenler imreniyor
Ellerinde değil
Görmemişler
Ne aşkı
Ne seni
Ne de beni.
Uğrunda öleceğimi biliyorsun
Bu yüzden gururlusun
Ne dersin?
Gökyüzünü görebilir miyiz beraber?
Seninle görünce yıldızlar parlar mı eskisinden çok
Yoksa göz kırpıp geçerler mi senin gibi?
Yalvarırım gel
Sana düşleyemeyeceğin bir dünya
Vaad ediyorum
Gelirsen
Dünyayı göreceksin
Yemin ediyorum
Kavuşamadığım için
Ben hep kahroluyorum

Fotoğraf: Murathan Özbek
mirfanK'09 ´CZ´
[Dünaydın Sevgilim - Kavuşamayan]

9 Kasım 2009 Pazartesi

İşkence

Elden bir şey gelmez gözlerini düşlemekten başka
Gülüşünün gölgesinde
Uyuyan bir güzel yatmakta
Şerefine kaldırılan her kadeh
Gideceğinin korkusuyla
Hıçkırıklara
Boğulmakta.
Gitme-sen
Kalsan diyorum
Hayatımı dizlerinde uyutuyorum
Sensiz söylediğim her şarkıda
Gözlerimi uyutuyorum
Dalgasız bir deniz
Hayal et
Kıyısında bana esen yeller var
Sana uzanan kollarda
Seni hiç istemeyen eller var
Dalgada boğulan bir adam hayal et
İşkence çekiyor
Omuzlarında
Dalgalar üşütüyor bedenimi.
Çünkü sen varsın
Ruhumda.

P.S: Murathan'a ithamımdır.


mirfanK'09 ´CZ´[Dünaydın Sevgilim - İşkence]

Dön Gel

Sesini duyar gibiyim
Gelincik kokuyor yokluğun
Uykuya dalıyor gözlerim.
Hayalin beliriyor karşımda
"Gel" diyor.
Çocuklar gibi şen oluyorum
Çaresiz
Koşuyorum yokluğuna
Tüm gücümle
Sen "Gel" diyorsun
Duruyor dünya
Dursun
Sensiz
Dönmesin
Dönüp gelenler
Götürdüklerinden başka
Ne getirdiler ki?
Sen "Gel" desen yine
Nasıl geleceğim
Bilir misin?
Yüreğim elimde.

mirfanK'09 ´CZ´ ~Sarhoş~

8 Kasım 2009 Pazar

Dünaydın Sevgilim - Tanıtım Yazısı

Tesadüflerin sevdiği on üç kişinin,
On üç bölümlük hikayesini anlatıyor "Dünaydın Sevgilim" adlı aşk romanı.

Bazı ölümler yer ediyor zihinlerde. Ölüp gidenlerin ardından yeni aşklar doğuyor. Çoğu babasız olan, annesi kocaya kaçan aşklar.
Köydekinin kenttekine sevdası ve aşkta alaylı - mektepli kıyasını görebileceğiniz, yer yer Avrupa'nın şirin kasabalarında dolaşıp anlatılan o aşklara şahit olacağınız bir aşk romanı "Dünaydın Sevgilim"
İçerisinde aşkın ihanetle samimiyetini, sadakatin uzaktan çekmeyen bir duygu olduğunu gerçek aşkın ise başka kollardaki sarhoşluğunu bulacaksınız.

Genç Yazar İrfan Kurudirek'in kaleminden dökülen ve sizlerin de beğenisiyle kitaplaşan kurgular serisi sonunda gerçekle harmanlanıyor. Yazarın deyimiyle "Bir müddet dünyayı Aşk'ın Gözü'nden görüyorsunuz."

Bir fısıltının çığlığında tanışan iki genç ile başlıyor roman.

Bakışan...
Görüşemeyen...
Ve asla kavuşamayan...
Geriye kalan on bir kişi için;

Keyifli okumalar.

İklim Tanoğlu

Fotoğraf: Murathan Özbek

mirfanK'09 ´CZ´ [Dünayın Sevgilim - Aşkın Göz'ünden]

Kısa Metraj Aşk - II

Başlarken: Hikaye şeklinde devam niteliğindedir.

"Bir hayal sofrası gibi şimdi. Sisli bir düşünce uyanıyor yıllardır uyuduğu gaflet uykusundan.
Ellerim seni düşününce titremiyor artık. Seni düşünürken sigarayı bıraktım. Ellerimin her titreyişinde aklıma geliyordun, şimdi aklımdan hiç çıkmayacaksın. Bunları yazarken de ellerim titriyor ama sebebini bilmiyorum. Seni çok özledim.
Daha fazla yazmak isterdim
Ama
Kartpostal bitiyor...
Seviyorum
Noracôv Keglær"


Diye son verdi sözlerine. Asla sevgiliye ulaşmayacak bir karttı bu, dolabın dibindeki yerini aldı. Diğerlerini beklerken sabırsızlanıyor olmalı. Büyük bir başarıya imza atmanın verdiği mutluluk var ve uzun zaman sonra mutlu olmanın vermiş olduğu "hayal kurma" başlığı var.
Birazdan çıkılacak beşbuçuk saatlik yolculuk -ki bu rakam Dünaydın Sevgilim serisinin kilit kodudur" bu başlığın altını çok güzel süsleyecek.

Aşkın arandığı yerden bildiriyo(r)dum
Yolculuk biter
Başlık
Üşür.

Artı ve eksilerimle


mirfanK'09 ´H&CZ´[ Dünaydın Sevgilim - VII ~ Giriş ]

Budapeşte'de Sonbahar

Budapeşte'de bir Sonbahar
Tuna'nın kenarında elleri üşüyen bir adam var
Oltasında titreyen bir balık
Yüreğinde adını bile bilmediği bir yara var.
Ayazdan yüzü kızaran aşıklar
Utancından gizleniyor yalanlar
Bir tek sen eksiksin burada
Bir de kan kırmızı şaraplar.
Efkâr daha hızlı dolaşıyor damarlarımda
Yüzkırkbeş yıldır hüküm sürmüşüm bu topraklarda
Ben yine uçuşa geçiyorum
Bir köprü başında
Tuna alıp götürüyor beni
Bakamıyorum köprü altlarına
Martılar da var
Uçamıyorlar
Adını fısıldıyorum Tuna yankı yapıyor
Köprü başında el ele iki aşık var
Ya Tuna'ya
Ya bana bakıyorlar
Aşık demeye dilim varmıyor
Lâkin
Aşkım görse
Kanım donar.

mirfanK'09 ´Budapest @H` [ Dünaydın Sevgilim - Tuna'ya Aşk!]

4 Kasım 2009 Çarşamba

Seviyorum

Seni seviyorum dedi erkek-
Çe
Ne kadar
Diye sordu kız-

Kendimden nefret etmesin-
e
İzin verecek kadar
Çok
Dedi.

mirfanK'09 ´CZ´ - Beğenilen Akşam

3 Kasım 2009 Salı

Kahpeliğin Gizem'i

Başka ellerden başka ellere
Oradan da başka ellere.
Ben istemedim.
Olmasaydı sonumuz böyle.
Sonunda ermişsin Murad'ına
Yanağın ısınmıştır umarım
Başka bir yanağın
Sıcaklığında

Her açıdan yakışmadık bu dünyaya Aşk neylesin?
Ay'dan baklınıca görünen en büyük kahpesin.

Fotoğraf: Murathan Özbek
mirfanK'09 ´CZ´ - Sabaha Karşı Kar

Kar Yağıyor...

Birisi rüyama gelmeyeceğini fısıldadı kulağıma.
Uykuyu haram kıldım.
Güneşi bekliyorum penceremde
Yüzüm ellerimin garantisinde.
Gelirsen eğer duracak kar biliyorum.
Bu yüzden uyumuyorum.
Güneşi karşılamayı sevmem.
Lapa lapa kar yağıyor bak.
Sokak lambaları sönmedi henüz.
Güneş hafiften aydınlattı ortalığı
Henüz göstermedi kendini ama.
Sokak lambalarından takip ediyorum karı
Cam hafif açık
Sıcak bir şarap var elimde
Ellerimi ısıtıyor
Üzerinde dumanı
Buğusunu bırakıyor cama
Adının baş harfini yazıyorum parmağımla.
Oradan bakınca dışarısı daha güzel görünüyor.
Aldatıyorum kendimi
Yüzüme vuruyor sensizliğin ayazı
Gelsen
Bahar gelecek
Düşünsen
Okyanus
...

mirfanK'09 ´CZ´ - Sabaha Karşı Kar

Kısa Metraj Aşk

Kim "bir dilek tut" dese
Elinden tutuyorum senin.


Yıldızlar kayar bazen.
Aslında kendimi bildim bileli gökyüzü hep karmaşık.
Ama senden sonra kendimi daha çok biliyorum.
Ve
Hiçbir yıldızı kaçırmıyorum.
Onlar bana göz kırpıyor.
Ben seni diliyorum.

"Hayatının neresindeyim?" diye soruyorsun ya bana,
Benim hayatım senden ibaret
O da ellerinin arasında...

mirfanK'09 ´CZ´ - Sabaha Karşı

1 Kasım 2009 Pazar

Dünaydın Sevgilim - VI

Vazgeçilmemiş bir türküyüz şimdi…

Ve son – ki – üç – dört!


Uzun zaman olmuş seni beklemeyeli. Ama yaramış bana, iyi olmuş. Ellerim titremeyi özlemiş, gözlerim haber bekler olmuş. Daha bir heyecanlı olmuşum, daha ürkek, daha masum…

Geleceğini umuyorum bugün de.
Aynı coğrafyadayız
Aynı saati kolluyoruz kaderin tüm orospuluğuna inat!

Uğurlu bir şarkım var artık, sana adadığım ve her dinleyişimde hem senden hem de benden bir şeyler bulduğum bir şarkı. Seni ilk gördüğümde çalmıştı. Sonra sen bir ara kalbimi çaldın. Hep çaldı bu şarkı benim için, yine çalıyor.

Gelir misin?
Yoksa uyku daha mı tatlı geliyor?

Şimdi usulca iniyorum beni hiçe saydığın merdivenlerden. Her adımda titriyor dizlerim eskisinden de fazla. Hayal dahi edemiyordum bu merdivenleri; şimdi bir iz, bir ışık peşindeyim. Kullanıyorum her türlü yöntemi sırf sen var ol diye.

Ben tüm bu çıkmazlarda boğulurken aniden bir haberle giriyorsun bu gizemli anıma.

“Geliyorum” diyorsun.

Evet, geliyorsun.

“Gitmeden son kez göreyim seni” diyerek geliyorsun. Bu benim dünyama bağışlanan en büyük şey ve en güzeli sen de bunun farkındasın. Bunu bilerek geliyorsun. “Şöyle otursak, yıllarca gözlerinin içine baksam…” diye geçiriyorum içimden. Sana gelmek için yolları yakıyorum. Dünyayı durdurup yalnız ben koşuyorum.


Etrafında döneceğim yine
Çünkü bu son dönence…


Umutsuz bir vakayım biliyorum. Ama inatla her gün aşka gidiyorum ve ben aşığım diyorum. Aşk dilinde hiçbir tedaviye cevap vermiyorum. Ta ki;

Bir gün reçeteye “sen” yazılana kadar.





İnanmak çok zor

Karşıda beyazlar içinde birisi var. Sırtında çantasıyla… Bu sensin biliyorum.
Arıyorum seni. “Bilseydim bağcıklı ayakkabı giyerdim” diyorum,
“Neden?” diye şaşırıyorsun;
“Dizlerimin bağı çözüldü…” diyorum.

Sonra ikimiz de susuyoruz…


Nefes gibi yakınımda olman kalbimin ritmini bozuyor. Soluklarım düzensizleşiyor. O “Kızılay” kalabalığı benim için bir depreme dönüyor. Yer yarılıyor, herkes inatla yerin dibine giriyor. Biz de yukarıdan seyrediyoruz. Sen daha yukarıdan bakıyorsun tabii. Ben naçizane… Sadece sana bakıyorum…



Sesinde bir “Sala” yankısı var. Tuhafsın.

Ama çok güzelsin.
Çok
Tarifsiz
Masalsız
Yalansız…

Ellerim tahriş olmuş o karanlıkta senden bir "iz" aramaktan. Saklıyorum senden, sende saklıyorsun benden birçok şeyi. Yarı mutluyum bugün, uzaklara gidiyorum. Çok uzaklara, biliyorsun. Adını dahi bilmediğim sokaklara gidiyorum, belki seni unutmaya gidiyorum, belki kendimi unutmaya…


Bunun heyecanını da ilk seninle paylaşıyorum.

Çok büyük heyecan değil mi?

Benden kurtuluyor olmanın vermiş olduğu sevinci gözlerinden okuyorum. Bu bana çok koyuyor biliyor musun? Fazlasıyla “ağır” bir sevinç, kaldıramıyorum…

İçimden bir yemin ediyorum.
Ve biz ilk bulduğumuz ve oturduğumuz yerden kalkıyoruz.

Sen gidiyorsun
Ben izliyorum
Gözyaşlarım geçiriyor seni gideceğin yere kadar.
Sonra bekliyorlar.
Geri dönmemek üzere gidiyorlar.

“Allah’a emanet ol” diyorsun gözlerimin içine baka baka…

“Allah yardımcım olsun” diyorum.


Kokum Kızılay’da bir yerlerdedir.
Karanfil sokakta dolaşırken gözyaşlarıma dikkat et.
Lakin
Onlar ayaklarının altında
Dolaşmayı severler
Gururumdan öğrendiler
Sen uyma onlara…Boş ver...

 
mirfanK'09 ~tr06~