30 Kasım 2011 Çarşamba

Işıklı


eskinin gözleri,
başkasının feneriymiş meğer.
açlıktan ağzı kokan sinek misali
ışığa aldanmışız / yanmışız.

kahveye çalan gözler
ömürden çalmış meğer.
eskiyen yalnızca bakışlar değil
zuladaki sevdalıkmış / sevdiysen eğer.


fotoğraf: Murathan Özbek

mirfanK'11

28 Kasım 2011 Pazartesi

Yerden Gizli

engel

yerden gizli,
düşlerden habersiz taşıyamam seni.
uzağımda damlasan da,
hepi topu bir yudum olsan da,
uzanamam / dokunamam.


mirfanK’11

27 Kasım 2011 Pazar

Mutsuzken Konuşma


26.11.2011 - Cumartesi
00:13 / -22'C / Erzurum.



Nefes alınca burun deliklerim birbirine yapışıyor, korkuyorum donmaktan. Ayaz gözlerimi yakıyor, kıstım gözlerimi etrafı izliyorum. Sokak lambalarının altından geçtiğimde gözlerimde kristallenen turuncu ışıkları yine yokluğunla atıyorum. Şimdi iplerin bende gibi, gözlerimden akan seni biraz daha hızlı yürüyerek dondurabilirim. Tahminen gamzelerimin altında bir yerde donup kalırsın, hadi yine iyisin, seversin gamzelerimi.

Aslında daha güzeli ne biliyor musun? Sıcak bir yere girdiğimde yanaklarımdan boynuma süzüleceksin, sonra tenimde kaybolacaksın. Bunu hayal ederken titriyor sesim. Bu normal mi?

Gördüğüm her kuş için bir şiir okuyorum,  içimden onlar için uçmak geliyor fakat yapamıyorum. Onları omuzuna konan kelebeğe benzetiyorum, sözün özü seni yaşatmak istiyorum. Kelebek kanatlarını çırpıp uçtuğunda omzuna konan tozlar için bir bahçe yaptım okulun orada, çiçeklere bakıyorum, kelebeği bekliyorum, seni seviyorum, bakma aslında bunlar da rutine bindi.

İçime kök saldı bu ayaksız halin. Hiç gitmeyecekmiş gibi çiçekler açtın, onlarla konuştun, güneşe çevirdin. Eh, bunlar karşılığında da tarifsiz bir şekilde sevildin. Biliyorum, çok kıskandı yüreğimin ortasında açan çiçekler, kıskansınlar, sevildin.

Bu kadar çok sevilmen sana ayak oldu, sana gidiş oldu bilirim,
İçimde adına estirdiğim her rüzgar gözünü dışarı taşıdı,
Git,
Ben yine kök salmamış her periyi sen sanacağım, her kelebeği yüreğine saracağım.

Git..


Çizim: jhd


mirfanK'11

4 Kasım 2011 Cuma

Kasım'da Aşk Budur!


"Öğretmen mum gibidir, erir fakat aydınlatır."


Vatana, millete faydalı birey tanımına en çok bu kutsal meslek yakışıyor,
Lapa lapa kar altında inci gibi dizilen öğrencilerin gözlerindeki ışığın bütününü taşıyor öğretmen, dalgalanan ay-yıldızın altında.

Yeri geliyor göçük altında kalıyor,
Yeri geliyor şehit ediliyor, kanıyla renk katıyor bayrağa.
Yeri geliyor sobadan sızan gaz ile göçüp gidiyor öğretmen.

Çorabımızda sigara saklayıp kandırmaya çalıştığımız öğretmen buğulu pencereden bizi izlerken anamız babamız gibi kahroluyor.

İlkokul sıralarında yazmayı öğrenmek için çizdiğimiz çizgileri şimdilerde doğru ve yanlışı ayırmakta kullanıyoruz.

Şimdi tüm bu fedâkarlıklara bir ücret biçip yılın sadece bir günü kutlamaya çalışıyoruz.
Bütün maddiyatlar yoksul kalıyor öğretmenimin yanında,
Yılın her günü "kutlu olsun öğretmenim" deyip kapansam eline sönük kalıyor bu emeklerin gölgesinde.

Peki gelecekte sandığımız şey ya geçmişteyse?

Öğretmenler!
Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister.

Kemal Atatürk.



mirfanK'11